gundem
Devlet Bahçeli’den Leman’a karikatür tepkisi: İğrenç saldırıyı nefretle lanetliyorum

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, karikatür provokasyonuna tepki gösterdi. “Efendimiz Resulullah’a saldırıyı lanetliyorum.” diyen Bahçeli, “İslamofobiye karşı hukuki bir eylem planı hazırlanmalı.” çağrısında bulundu.
Milliyetçi Hareket Partisi Devlet Bahçeli, Leman Dergisi’nde yayınlanan karikatüre tepki gösterdi.
“Sözde bir mizah dergisinde efendimiz Resulullah’a yapılan iğrenç saldırıyı nefretle lanetliyorum.” diyen MHP lideri, İslamofobi ile mücadelede hukuki bir eylem planı hazırlanması çağrısında bulundu.
Bahçeli’nin gündeminde orman yangınları da vardı.
“Yalnızca izmaritten 81, piknik ateşinden 50 yangının çıkması ihanet değil midir?” diye soran Devlet Bahçeli, “Milletimize yangınlarla boğuşan yöre insanımıza geçmiş olsun diyorum. Yaralarımızı saracağımıza inanıyorum.” şeklinde konuştu.
“CHP İÇİN DEMOKRATİK BİR FIRSAT”
Devlet Bahçeli konuşmasında Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38’inci kurultayı için açılan iptal davasına da değindi.
Davanın 8 Eylül’e ertelendiğini anımsatan Bahçeli, “Sosyalist Enternasyonal’in yörüngesinde dönerek değil, Atatürk’ün izinden yürüyerek istikrarsızlıktan kurtulacakları düşüncesindeyim. 8 Eylül’den bir gün sonra tarihi bir gün olan 9 Eylül’e bir ve bütün halde ulaşması demokratik bir fırsattır.” diye konuştu.
“PKK SİLAHLARI BIRAKMALI”
Terörsüz Türkiye sürecinin, Türkiye’nin milli varlığının ebedi güvencesi olduğunu söyleyen MHP lideri Devlet Bahçeli, “Kara bir dönem açılmamak üzere kapanmalıdır. Barış havası hakim olmalıdır. Bundan geriye dönüş yoktur.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin bu süreçle yeni bir döneme girdiğini kaydeden Bahçeli, “PKK’nın silah bırakma sürecini tamamlaması sağlanmalı. Provokasyon mahiyetli, hiç kimsenin altından kalkamayacağı yeni çatışmalara yol açacak sivri tahriklere karşı azami derecede dikkat edilmelidir.” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:
“Sözde bir mizah dergisinde efendimiz Resulullah’a yapılan iğrenç saldırıyı nefretle lanetliyorum. İslamofobi tehdidinin ülke içine kadar sızmasına karşı, siyasi, stratejik ve hukuki bir eylem planı hazırlanmasını önemli görüyorum.
Fitne durur mu? Elbette durmadı. Yaylım ateşine ara vermedi. Yapay zeka ile konuştuğumu öne süren özürlü beyinleri, zehirli dilleri şaşkınlıkla izledik. Dublör kullanıyor, gerçekler gizleniyor diyen şarlatanlara hayretler içinde şahit olduk.
ORMAN YANGINLARI
Ormanlar milli servettir. Bir ağacın yanması esasen ülke varlığına kastetmektir. Yangınlar, artık tahammül sınırlarını taşmıştır. Geçen hafta ülkemizde çıkan orman yangınları, olağanüstü önlemlerin alınmasını mecburi hale getirmiştir.
Yangınlar, sabır taşını bile çatlatacak boyutlardadır. Yalnızca izmaritten 81, piknik ateşinden 50 yangının çıkması ihanet değil midir? Uyulması gereken kanunlar vardır ve bellidir. Yeter ki tam ve eksiksiz tatbik edilsin. Yangınlara karşı devletin her kurumu ile dayanışma halindeyiz. Milletimize yangınlarla boğuşan yöre insanımıza geçmiş olsun diyorum. Yaralarımızı saracağımıza inanıyorum.
CHP’NİN KURULTAY DAVASI
Belediyeleri saran yolsuzluk tufanından, kongrelerin gölgelenmesine kadar en başta milletimize büyük bir hakarettir. CHP’nin mahkemelik olması, günden güne ağırlaşan hastalıklı bünyesinin sonucudur. CHP ne yapacağını, ne isteyeceğini bilemez haldedir.
CHP’nin 38’inci kurultayı ile görülen mutlak butlan davası ve duruşmanın 8 Eylül’e ertelenmesinin bizim nazarımızda herhangi bir değeri yoktur. Fakat CHP’nin kendi içinde birlik halinde olması, iç huzur ve dengeyi yakalaması Türk demokrasisinin hayrına olacağı kanaatindeyim.
Sosyalist Enternasyonal’in yörüngesinde dönerek değil, Atatürk’ün izinden yürüyerek istikrarsızlıktan kurtulacakları düşüncesindeyim. 8 Eylül’den bir gün sonra tarihi bir gün olan 9 Eylül’e bir ve bütün halde ulaşması demokratik bir fırsattır.
CHP artık kartel partisidir. Yani siyasi hedefleri için devletin kaynaklarını kanun dışı yollardan kullanacak kadar çizmeyi aşmıştır. Dehşet veren kanunsuzluk, hukuksuzluk ve yolsuzluk markası olmaya da açık ara namzettir.
CHP’nin geleceğini dış güçlerin insaf ve merhametine terk edenlerin Kuva-i Milliye’den, kuva-i milliyetsizliğe geçiş yapmaları oldukça üzücüdür. CHP’nin başkalaşarak iç işgal çephesinin iştahını kabarttığını da değerlendiriyoruz. Muhataplarını samimiyetle ikaz ediyoruz. Aklınızı başınıza alın.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ
Terörsüz Türkiye hedefi doğru zamanda atılan doğru adımdır. Süreklilik içeren barış ortamına duyulan özlemdir. Komşu coğrafyaları tesirine alan istikrarsızlık dalgasına karşı iç bünyemizde tesis edilen emniyet kuşağıdır.
Yeni yüzyılda teröre yer yoktur. Ödenen bedellere, çekilen çilelere, acılara tekrar katlanmak söz konusu değildir. Türkiye yeni bir döneme geçmiştir. PKK’nın silah bırakma sürecini tamamlaması sağlanmalı. Provokasyon mahiyetli, hiç kimsenin altından kalkamayacağı yeni çatışmalara yol açacak sivri tahriklere karşı azami derecede dikkat edilmelidir.
27 Şubat İmralı açıklamasına müzahir şekilde, PKK örgütsel varlığını feshettiğini 12 Mayıs’ta açıklamıştır. DEM Parti’nin temasları kaydadeğerdir. Kara bir dönem açılmamak üzere kapanmalıdır. Barış havası hakim olmalıdır. Bundan geriye dönüş yoktur.
Türkiyemizin yükselmesi, zenginleşmesi ve güçlenmesi için omuz vermeliyiz. Bizim kendimizi Türk milleti olarak tanımlamamızı sağlayan sosyo-kültürel varlık, bir arada ve beraberce yaşamanın, kaynaşmanın, paylaşmanın ele geçirilemeyecek şifresidir. Zaman zaman Türkiye tek yürek derken muradımız da budur.
Müşterek bir lisanın oluşturduğu çekim alanı, yaşanmışlıklar, var oluş anıları, kadim birikim, millet evlatlarının hayatları, bu değerleri bütünleyen hiç kuşkunuz olmasın ki milli hazinemizin temelini teşkil etmektedir.
Nükleer silahların kullanımı ile ilgili iddialar feci tehditlerin varlığına işarettir. Dünya savaşının fitilini tutuşturmak için planlı bir rekabet söz konusudur. Füzeler, İHA’lar, savaş uçakları, ölen siviller, kaybolan değerler, rezil rüsva olmuş bir dünya gerçeği karşımızdadır. İşte bu ibretlik gerçeğe karşı, Terörsüz Türkiye milli varlığımızın ebedi güvencesidir.
Türkiyemizi çekemeyen zulüm projeleri devrededir. Bu habis projeleri yırtıp atacağız. Türkiye’yi canımız pahasına koruyacağız. Kayıkçı kavgalarına karnımız toktur.”
gundem
Türk Escobar soruşturması tamam: Uyuşturucuyu ihracat gibi gösterdiler, paraları paravan şirketle akladılar

Tutuklu bulunduğu cezaevinde yaşamını yitiren Türk Escobar lakaplı Ürfi Çetinkaya’nın liderliğini yaptığı suç örgütüne yönelik soruşturma tamamlandı. Dört şüpheli için 292’şer yıla kadar hapis cezası istendi.
Türk Escobar olarak tanınan uyuşturucu baronu Ürfi Çetinkaya’nın liderliğini yaptığı uluslararası uyuşturucu çetesine yönelik soruşturma tamamlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 147 kişi şüpheli sıfatıyla yer aldı.
ÜRFİ ÇETİNKAYA: KAÇAKÇILIKTAN, SUÇ ÖRGÜTÜ LİDERLİĞİNE
Hazırlanan iddianamede, Çetinkaya’nın 1970’li yıllarda sigara kaçakçılığı, 1980’li yıllarda silah, mermi ve gümrük kaçakçılığı, 1990’lı yıllarda ise uyuşturucu kaçakçılığı suçlarından tanındığı, uyuşturucu madde imal ve ticareti, kara para aklama, adam öldürme, yaralama ve tehdit gibi olayların şüphelisi olarak yer aldığı ancak yaptırdığı okul ve sağlık ocağı gibi kurumlarla hayırsever iş insanı görüntüsü vermeye çalıştığı anlatıldı.
İddianamede; Çetinkaya ailesi ve şirketlerinin kara para aklama faaliyetlerine yönelik incelemeler yapılmış olmasına rağmen, açılan davaların zamanaşımına uğradığının belirlendiği anlatıldı.
YÜZLERCE FARKLI İŞLEMLE PARA TRANSFERİ
Söz konusu şirketlerin faaliyetlerine devam ettiği belirtilerek, bu kapsamda Çetinkaya ailesi tarafından yönetilen şirketlerce suçtan elde edilen gelirlerin yüzlerce farklı işlemle para transferi ve dönüştürme faaliyeti gerçekleştiği belirtildi.
“UYUŞTURUCU GELİRİ İHRACAT GİBİ GÖSTERİLDİ”
Ailenin, çalışanları veya güvendikleri kişiler üzerine malvarlığı edinerek şirketler kurdukları, ödemeleri çalışanlarına ait hesaplar üzerinden gerçekleştirdikleri, el konulan şirketlerde çalışanlarını görünürde ortak, yönetim kurulu üyesi, kayyum veya tasfiye memuru olarak atadıkları, uyuşturucu gelirlerinin ihracat geliri gibi gösterilerek veya döviz büroları ve kuyumcular üzerinden Türkiye’ye getirdiği ifade edildi.
Ayrıca Malta’da ve Türkiye’de denizcilik şirketleri kurularak, şirketlerin uyuşturucu ticareti yapma amacıyla kullanılmış olabilecekleri yönünde kuvvetli şüphelerin bulunduğu kaydedildi.
ABİ, AMCA, ŞEF VE DAYI DİYORLARDI
Suç örgütü şüphelilerinin faaliyetlerinin yalnızca uyuşturucu ticareti ve kara para aklama ile sınırlı olmadığının aktarıldığı iddianamede, özellikle uyuşturucu ticareti suçunun, toplum sağlığını doğrudan tehdit ederek bireylerin fiziksel ve psikolojik iyilik hallerini zayıflattığı, böylece sosyal yapının temel dinamiklerini olumsuz yönde etkilediği belirtildi.
Örgüt yöneticileri ve üyelerinin talimatlarını doğrudan veya dolaylı olarak Ürfi Çetinkaya’dan aldığı, örgüt içi iletişimde kendisinden abi, amca, şef ve dayı gibi unvanlarla bahsedildiği ifade edildi.
KURYELİK YÖNTEMLERİ GELİŞTİRDİLER
Örgütün işleyişinde, uyuşturucu madde ticareti ve suç gelirlerinin aklanması olmak üzere iki temel faaliyet alanının belirginleştiğinin belirtildiği iddianamede, uluslararası bağlantılara sahip olan örgütün, sevkiyat sürecinde gizlilik ve güvenliği sağlamak adına kriptolu iletişim araçlarını ve çeşitli kuryelik yöntemlerini kullandığı belirlendi.
PARAVAN ŞİRKETLER VE OFF-SHORE MERKEZLER
Örgüt üyelerinin diğer kısmının ise, suçtan elde edilen gelirlerin ekonomik sisteme entegre edilmesi faaliyetlerini yürüttüğü, bu süreçte paravan şirketler, uluslararası banka hesapları ve off-shore merkezler gibi araçlar kullanılarak suç gelirlerinin meşru bir görünüme kavuşturulmasının hedeflendiği, özellikle, faaliyetlerin sistematik bir şekilde yürütülmesinin, örgütün finansal kaynaklarının sürekliliğini sağladığı ve örgütü ekonomik açıdan güçlü bir yapıya dönüştürdüğü ifade edildi.
Hazırlanan iddianamede Ürfi Çetinkaya, Ali Korman Erbacıoğlu, Sinan Köroğlu, Şahin Sekman ve Rojdi Tekin isimli şüphelilerin suç örgütünü sistematik bir şekilde talimatlarla yönettikleri anlatıldı.
“TÜRKİYE’YE NAKİL SÜRECİNİ YÖNETTİLER”
Özellikle bu kişilerin, uyuşturucu ticareti ve suç gelirlerinin aklanması eylemlerinde kilit bir rol oynadıkları, örgüt üyelerine düzenli olarak talimatlar vererek hem uyuşturucu sevkiyatlarını ve dağıtım ağının işleyişini organize ettikleri belirtildi.
Şüphelilerin uyuşturucu ticaretinden elde edilen gelirlerin yurt dışından Türkiye’ye nakline ilişkin süreci yönettikleri, suç örgütü üyelerinin liderlerden aldıkları talimatlarla uyuşturucu sevkiyatlarını organize ettikleri, uyuşturucunun dağıtımını sağlayan ağları yönetmekle birlikte suç gelirlerinin yurt dışına aktarılması ve ülke içine entegre edilmesi süreçlerini de yönlendirdiklerinin tespit edildiği belirtildi.
HANGİ CEZALAR İSTENDİ?
Hazırlanan iddianamede, örgütü yönettikleri iddia edilen şüpheliler Ali Korman Erbacıoğlu, Şahin Sekman, Sinan Köroğlu ve Rojdi Tekin’in suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama ve İspanya, Bulgaristan ile Bodrum’da yakalanmasından dolayı üç kez uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçlarından toplamda 190’ar yıldan 292’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Diğer şüphelilerin ise değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması istendi.
BAZI ŞİRKETLERİN FAALİYET İZNİNİN İPTALİ İSTENDİ
İddianamede ayrıca, 30 şüphelinin sahibi veya ortağı olduğu tespit edilen ve suçtan elde edilen gelirlerle doğrudan bağlantılı olduğu öne sürülen şirketlerine idari para cezası verilmesine, ayrıca söz konusu şirketlerin ayrı ayrı faaliyet izinleri iptaline karar verilmesi istendi.
Öte yandan iddianamede, tutuklu bulunduğu cezaevinde ölen Ürfi Çetinkaya’nın da arasında bulunduğu dört kişi hakkında malvarlığı değerlerinin gayrimeşru kaynağını gizlemek, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, gözaltına alınan veya tutuklunun kaçmasına imkan sağlama, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, ruhsatsız silah bulundurma, suçluyu kayırma, uyuşturucu veya uyarıcı madde ithal etme suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.
gundem
İzmir’de orman yangınları sürüyor: Ödemiş, Buca ve Çeşme’de son durum

İzmir’in üç ilçesinde orman yangınlarıyla mücadele sürüyor. Ödemiş’teki yangında bugün bir kez daha alevler yükseldi. İlçede yedi mahalle tahliye edildi. Çeşme’deki yangın kontrol altına alınırken, Buca’da da alevlerle mücadele sürüyor.
gundem
İzmir’de orman yangınları kontrol altına alındı

İzmir’in Çeşme, Buca, Ödemiş ilçelerindeki orman yangınları kontrol altına alındı. Bölgelerde soğutma çalışmaları devam ediyor.
-
gundem3 gün ago
Resmi Gazete’de bugün (4 Temmuz 2025 Resmi Gazete kararları)
-
sağlık2 gün ago
Yaz sıcağında en riskli ürünler: Zehirlenmeye davetiye çıkarıyorlar
-
gundem6 gün ago
Ayhan Bora Kaplan’ın rüşvet davası: Banka hesapları incelenecek
-
sağlık3 gün ago
Covid vakaları fırladı: “Süper bulaşıcı Frankenstein varyantı”
-
gundem3 gün ago
Türk Escobar soruşturması tamam: Uyuşturucuyu ihracat gibi gösterdiler, paraları paravan şirketle akladılar
-
gundem3 gün ago
İzmir’de orman yangınları sürüyor: Ödemiş, Buca ve Çeşme’de son durum
-
gundem4 gün ago
Diogo Jota’nın eşi Rute Cardosa kimdir?
-
sağlık4 gün ago
4 yıl her yediğini kustu, 41 kiloya düştü: Hastaneye gidince şoke oldu