Connect with us

sağlık

Basit bir saç dökülmesi olmayabilir: Bu hastalıkların habercisi

Published

on

Duşta bir miktar saç dökülmesi veya sabahları yastıkta birkaç tel saç görmek çoğu kişi için sıradan bir durum. Ancak saç fırçanız tüy yumağına dönmeye başladıysa veya saç ayrım yeriniz belirginleşiyorsa, bunun nedeni yalnızca mevsimsel dökülme ya da kozmetik tercihleriniz olmayabilir. Uzmanlara göre, saç dökülmesi vücudun daha derin bir sağlık sorununa dikkat çekme şekli olabilir.

Saç, bedenin içsel dengesi bozulduğunda ilk tepki veren dokulardan biri. Dermatologlar, özellikle belirgin saç incelmesinin, hormonal dengesizliklerden besin eksikliklerine kadar birçok tıbbi sorunun erken belirtisi olabileceğine dikkat çekiyor.
Kronik yorgunluk, ani kilo değişimleri ve üşüme şikayetleriyle birlikte saçlarda dökülme yaşayan bireylerin tiroid fonksiyonları mutlaka kontrol edilmeli. Hem hipotiroidi (yavaş çalışan tiroid) hem de hipertiroidi (aşırı aktif tiroid), saç köklerini olumsuz etkileyerek kuruluk, kırılma ve seyrelmeye yol açabiliyor.Uzmanlar, özellikle kadınlarda sık görülen tiroid bozukluklarının yıllarca teşhis edilemeden ilerleyebileceğine dikkat çekiyor. TSH, T3 ve T4 düzeylerini ölçen basit kan testleri, sorunun kökenine inmekte kritik rol oynuyor.
PKOS, hormonal dalgalanmalarla seyreden, kadınlarda yaygın olarak görülen bir endokrin bozukluk. Saç dökülmesi, yüz ve vücutta istenmeyen tüylenme, akne ve düzensiz regl döngüleri gibi belirtilerle kendini gösterebiliyor.PKOS’un saç sağlığına etkisinin temelinde androjen hormonlarının artışı yatıyor. Bu hormonlar, saç köklerini küçülterek saçların daha erken döngüsünü tamamlamasına ve dökülmesine neden olabiliyor.
Merdiven çıkarken baş dönmesi, nefes darlığı ve yorgunluk gibi semptomlarla birlikte saç dökülmesi de yaşıyorsanız, demir eksikliğine bağlı anemi olasılığı göz önünde bulundurulmalı. Hemoglobinin üretiminde önemli rol oynayan demir, saç köklerine oksijen taşınmasında da görev alıyor.Kadınlar, vejetaryenler ve yeterince demir içeren gıda tüketmeyen bireylerde sık görülen bu durum, basit bir ferritin testiyle teşhis edilebiliyor. Tedavisi ise genellikle beslenme düzeniyle ya da takviyelerle mümkün.
Pandemiyle birlikte artan iç mekân yaşamı, D vitamini eksikliğini daha yaygın hale getirdi. Oysa bu vitamin, saç köklerinin yenilenmesinde kritik öneme sahip.Eksiklik, saçların seyrelmesine ve genel incelmeye neden olabiliyor. D vitamini düşüklüğü aynı zamanda halsizlik, moral bozukluğu ve odaklanma problemleri gibi belirtilerle de kendini gösterebiliyor.DİYABETYüksek kan şekeri seviyeleri, saç köklerine besin taşıyan damarları zayıflatarak saç dökülmesine neden olabiliyor. Ayrıca hormonal dengesizlikler ve bağışıklık sistemindeki bozulmalar da saç sağlığını etkileyen faktörler arasında.Sık idrara çıkma, susuzluk hissi, bulanık görme ve halsizlik gibi belirtilerle birlikte saç dökülmesi gözleniyorsa, diyabet açısından değerlendirme yapılması öneriliyor.
Uzmanlar, saç dökülmesini yalnızca kozmetik bir problem olarak görmenin yanıltıcı olabileceği konusunda uyarıyor. Normalden fazla saç kaybı yaşayan bireylerin mutlaka bir sağlık profesyoneline başvurarak kapsamlı bir kan tahlili yaptırmaları öneriliyor. Tiroid hormonları, demir düzeyleri, D vitamini, kan şekeri ve hormonal değerler incelenmeli.Topikal ürünler geçici çözümler sunsa da, asıl neden teşhis edilip tedavi edilmediği sürece sorun devam edebiliyor. Uzmanlar, “Vücut bazen saç yoluyla yardım çağrısında bulunur. Bu çağrıyı zamanında duymak, yalnızca saç sağlığınızı değil genel sağlığınızı da korumanın anahtarıdır” diyor.Bu makale sadece genel bilgi verme amacıyla yazılmıştır ve doktor tavsiyesi olarak ele alınmaması gerekir. Makalenin içeriğinden yola çıkarak okurun kendi başına koyduğu teşhislerden ntv.com.tr sorumlu değildir. Sağlığınızla ilgili herhangi bir endişeniz varsa doktorunuza danışın.
Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

sağlık

Yaz sıcağında en riskli ürünler: Zehirlenmeye davetiye çıkarıyorlar

Published

on

Yaz aylarında dikkat edilmediği takdirde pek çok ürün gıda zehirlenmesine davetiye çıkartabiliyor. İşte madde madde hassas olan ürünler ve önerilen tüketim koşulları.

Tavuk, yumurta, sosis, sucuk, salam gibi şarküteri ve süt ürünleri, dondurma, yaş pasta, marul gibi yeşillikler ve kumpir başta olmak üzere mayonezin girdiği her ürün. Her birinin ayrı bir lezzeti var ancak dikkat edilmezse bakteri yuvasına dönüşebiliyorlar. Özellikle yaz ayarında çok dikkat edilmeliç. Ürünler dışarıda sıcakta tutulmamalı, mümkün olduğunca hızlı tüketilmeli. Hijyene özen gösterilmeli. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ebubekir Senataş, “Yaz aylarında bol miktarda tüketilen yeşil yapraklı sebzeler gıda zehirlenmesine yol açan maddelerin başında gelir. Günlük ortam sıcaklığı 30-35’in üzerine geçiyorsa bu gıdaları 1 saatten fazla tutmamız lazım. Eti hazırlarken önceden ellerin 2 dakika su ve sabunla elle yıkanması gerekiyor. Et ve salata içni ayrı mutfak eşyaları mümkünse ayrı bıçak ve servis malzemeleri kullanılması gerekiyor.” uyarılarında bulundu.  Pişirme koşulları da ayrı bir önem taşıyor. Senataş, “Çiğ et tüketeceksek tüketmeden önce 72 derecede mutlaka ısıtmak lazım. Pikniğe gidecek veya dışarıda tüketilecek yumurtanın 70 derecede tavuk etinin de 72 dereceye kadar ısıtılması lazım. Özellikle mayonezli salatalar veya katıldığı gıdalar servis edilene kadar buzdolabında tutulmalı” dedi. 

DONDURMA UYARISI Ve dondurma başta olmak üzere standlarda görmeye alışık olduğumuz lezzetler. Senataş, “Alanda satılırken servis yapan kişinin mutlaka eldiven olması lazım. Servis ettiği elinin dondurmaya külah veya kaba temas etmemesi lazım. Bu çok önemli taze ürün satışı ama bazen gece saatlerinde dolapların ısısı iyi ayarlanamazsa veya optimal olmazsa dondurmanın içidne olmasa bile çevresinde bakteri üreme riski yüksek.” dedi.  Mide bulantısı, ishal, halsizlik gibi şikayetler artarak devam ediyorsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı.

Continue Reading

sağlık

Covid vakaları fırladı: “Süper bulaşıcı Frankenstein varyantı”

Published

on

Yeni Covid varyantının, bağışıklık sisteminden kaçabilen mutasyonlar nedeniyle rakiplerinden daha bulaşıcı olduğu düşünülüyor.

İngiltere’de “Stratus” adı verilen yeni bir Covid varyantı baskın hale geldi; uzmanlar, bunun yeni bir enfeksiyon dalgasını tetikleyebileceği konusunda uyarıyor. Stratus’un önceki Covid varyantlarına kıyasla bağışıklık sisteminden daha kolay kaçabilmesini sağlayan mutasyonlar nedeniyle daha bulaşıcı olduğu düşünülüyor.

AVRUPA’DA BASKIN VARYANT İngiltere Sağlık Güvenliği Ajansı (UKHSA) tarafından yayımlanan verilere göre, Stratus artık İngiltere’deki baskın Covid varyantı haline geldi. Mayıs ayında tüm Covid vakalarının yaklaşık yüzde 10’unu oluştururken, bu oran Haziran ortasında yüzde 40’a yükseldi.

FRANKENSTEIN DA DENİYOR Stratus, halihazırda oldukça bulaşıcı olan Omicron varyantının bir alt türü ve aynı zamanda “Frankenstein” ya da “rekombinant” olarak adlandırılan bir varyanttır. Bu terim, bir kişinin aynı anda iki farklı Covid varyantıyla enfekte olması ve bu virüslerin birleşerek yeni bir hibrit varyant oluşturması anlamına geliyor.

“İZLEMEYE ALINAN VARYANT” Stratus vakalarının yükselişi, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) varyanta “izlemeye alınan varyant” statüsü vermesinden sadece bir hafta sonra geldi. Bu statü, sağlık otoritelerine varyantın farklı ülkelerdeki yayılımını takip etme çağrısı yapıldığını ve bunun halk sağlığı açısından potansiyel etkiler taşıdığını gösteriyor.

KÜRESEL COVID VAKALARI İÇİNDE YÜKSELİŞTE DSÖ, Stratus’un genel riskini “düşük” olarak değerlendirirken, mevcut verilerin bu varyantın diğerlerine kıyasla önemli ölçüde büyüme avantajına sahip olduğunu ortaya koydu. Stratus, şu anda küresel Covid vakalarının yüzde 22’sini oluşturuyor. Bu arada, yeni enfeksiyon dalgası yaratabileceği düşünülen Nimbus adlı bir diğer yeni Covid varyantı da son haftalarda hızla yükselişe geçti. Nimbus’un vaka oranı Nisan ayında sadece yüzde 2 iken, Haziran’da bu oran yüzde 17’ye yükseldi.

Continue Reading

sağlık

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ile grip nasıl ayırt edilir? Uzmanı açıkladı

Published

on

Bir yanda kenelerin neden olduğu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı, bir yanda mevsimsel grip ve alerji vakaları. Benzer semptomlar hastalarda paniğe neden olabiliyor. Peki bu hastalıklar birbirinden nasıl ayırt edilir? Kimlerin hastaneye başvurması gerekiyor? Uzmanına sorduk. Haber: Öykü Tüccar

Grip, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ve alerji vakaları son dönemde artıyor. Alerji yüksek ateşe neden olmadığı için ayırmak kolay ancak diğer iki hastalık viral enfeksiyona neden oldukları için semptomları da benzer. Konuya ilişkin NTV’ye konuşan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Sıla Akhan, “Çok virüsün ortak bir başlangıcı vardır. Ateş ve halsizlik diyebileceğimiz kas ağrıları diyebileceğimiz bir semptomlar vardır. Kırım Kongo bir viral enfeksiyon. Sars covid influenze da RSV vinovirüs gibi dolaşan mevsimsel dolaşan virüsler de var.” dedi. HANGİ HASTALIĞA YAKALANDIKLARINI NASIL ANLARLAR? Akhan, “Gripte mutlaka öksürük hapşırık olur. Kırım Kongo ise daha çok kan elemanları düşürerek kanamaya meyilli.” diye konuştu. “ENFEKSİYON SÖZ KONUSUDUR” “Kendilerini mutlaka bir kene var mı diye bir kere kontrol etsinler.” diyen Akhan, şunları söyledi: “Ateş varsa bir kişide ateşin mutlaka tetkik edilmesi lazım.

Bir doktora gidilmesi lazım. Kendi kendine çok aslında geçmesini beklememesindefayda var.

Bir ateş varsa orada bir enfeksiyon söz konusudur.”

Continue Reading

Trending

Copyright © 2025 AJABA