Connect with us

sağlık

Kene ile doğal mücadele: Yüzlercesi doğaya bırakılıyor

Published

on

Afyonkarahisar’ın Şuhut ilçesinde Keklik Üretme İstasyonu’ndaki yüzlerce keklik, her yıl belirlenen illerde kene ve süne mücadelesi için doğaya bırakılıyor.

Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) 5. Bölge Müdürü Kemal Can, AA muhabirine, Şuhut Keklik Üretme İstasyonu’nun kurulduğu 2009’dan bu yana kınalı ve çil keklik ürettiğini söyledi.
İstasyonda bugüne kadar 137 bin kınalı ile 39 bin 600 çil keklik üretildiğini vurgulayan Can, “DKMP Genel Müdürlüğümüzün yıllara göre programları oluyor. Türkiye’de çil keklik üreten tek tesisiz. Bölge müdürlüklerimizin arazi çalışmaları neticesinde DKMP Genel Müdürlüğümüze teklifte bulunuyor. Yapılan değerlendirme sonucunda üretimini yaptığımız keklikler, ülkemizin çeşitli yerlerinde doğaya salınıyor.” diye konuştu.
Bu yıl planlanan 6 bin kınalı ile 3 bin çil keklik üretiminin yapıldığına değinen Can, şunları kaydetti:
“Çil keklikler, habitatları gereği genellikle Çanakkale, Yalova, Bursa ve Tekirdağ’da, kınalı keklileri de daha çok Denizli, Muğla, Manisa ve Afyonkarahisar’da doğayla buluşturuluyor. Kekliklerin salınımında genellikle suya yakın yerler tercih ediliyor. Salım yaptığımız yerleri üç yıl ava kapatıyoruz. Kekliklerin oralarda tutunmaları ve üremelerini hedefliyoruz. Avcılarımızdan da bu konuya riayet etmelerini istiyoruz.”
Can, DKMP Genel Müdürlüğünün keklik üretip doğaya salma amacının ekosistemin desteklenmesi ve türün devamının sağlanması olduğunu söyledi.
Kekliklerin doğadaki biyolojik mücadele açısından önemli bir tür olduğuna dikkati çeken Can, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu konu da kekliklerin beslenme alışkanlıklarından kaynaklanıyor. Keklikler, genellikle bitkiler ve böceklerle besleniyor. Özellikle palazlık dönemlerinde, daha çok proteinle beslenmesi gerekiyor. Daha çok böcekle besleniyorlar. Süne ve kene gibi. Bu da kuşu, biyolojik mücadele açısından etkin hale getiriyor. Doğada ne kadar böcek yiyen kuş olursa, onların pandemi oluşturması ve yaygınlaşmasını engellemiş oluyor. Dolayısıyla biyolojik mücadelede keklikler kullanılmış oluyor.”
Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

sağlık

Yaz sıcağında en riskli ürünler: Zehirlenmeye davetiye çıkarıyorlar

Published

on

Yaz aylarında dikkat edilmediği takdirde pek çok ürün gıda zehirlenmesine davetiye çıkartabiliyor. İşte madde madde hassas olan ürünler ve önerilen tüketim koşulları.

Tavuk, yumurta, sosis, sucuk, salam gibi şarküteri ve süt ürünleri, dondurma, yaş pasta, marul gibi yeşillikler ve kumpir başta olmak üzere mayonezin girdiği her ürün. Her birinin ayrı bir lezzeti var ancak dikkat edilmezse bakteri yuvasına dönüşebiliyorlar. Özellikle yaz ayarında çok dikkat edilmeliç. Ürünler dışarıda sıcakta tutulmamalı, mümkün olduğunca hızlı tüketilmeli. Hijyene özen gösterilmeli. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Ebubekir Senataş, “Yaz aylarında bol miktarda tüketilen yeşil yapraklı sebzeler gıda zehirlenmesine yol açan maddelerin başında gelir. Günlük ortam sıcaklığı 30-35’in üzerine geçiyorsa bu gıdaları 1 saatten fazla tutmamız lazım. Eti hazırlarken önceden ellerin 2 dakika su ve sabunla elle yıkanması gerekiyor. Et ve salata içni ayrı mutfak eşyaları mümkünse ayrı bıçak ve servis malzemeleri kullanılması gerekiyor.” uyarılarında bulundu.  Pişirme koşulları da ayrı bir önem taşıyor. Senataş, “Çiğ et tüketeceksek tüketmeden önce 72 derecede mutlaka ısıtmak lazım. Pikniğe gidecek veya dışarıda tüketilecek yumurtanın 70 derecede tavuk etinin de 72 dereceye kadar ısıtılması lazım. Özellikle mayonezli salatalar veya katıldığı gıdalar servis edilene kadar buzdolabında tutulmalı” dedi. 

DONDURMA UYARISI Ve dondurma başta olmak üzere standlarda görmeye alışık olduğumuz lezzetler. Senataş, “Alanda satılırken servis yapan kişinin mutlaka eldiven olması lazım. Servis ettiği elinin dondurmaya külah veya kaba temas etmemesi lazım. Bu çok önemli taze ürün satışı ama bazen gece saatlerinde dolapların ısısı iyi ayarlanamazsa veya optimal olmazsa dondurmanın içidne olmasa bile çevresinde bakteri üreme riski yüksek.” dedi.  Mide bulantısı, ishal, halsizlik gibi şikayetler artarak devam ediyorsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı.

Continue Reading

sağlık

Covid vakaları fırladı: “Süper bulaşıcı Frankenstein varyantı”

Published

on

Yeni Covid varyantının, bağışıklık sisteminden kaçabilen mutasyonlar nedeniyle rakiplerinden daha bulaşıcı olduğu düşünülüyor.

İngiltere’de “Stratus” adı verilen yeni bir Covid varyantı baskın hale geldi; uzmanlar, bunun yeni bir enfeksiyon dalgasını tetikleyebileceği konusunda uyarıyor. Stratus’un önceki Covid varyantlarına kıyasla bağışıklık sisteminden daha kolay kaçabilmesini sağlayan mutasyonlar nedeniyle daha bulaşıcı olduğu düşünülüyor.

AVRUPA’DA BASKIN VARYANT İngiltere Sağlık Güvenliği Ajansı (UKHSA) tarafından yayımlanan verilere göre, Stratus artık İngiltere’deki baskın Covid varyantı haline geldi. Mayıs ayında tüm Covid vakalarının yaklaşık yüzde 10’unu oluştururken, bu oran Haziran ortasında yüzde 40’a yükseldi.

FRANKENSTEIN DA DENİYOR Stratus, halihazırda oldukça bulaşıcı olan Omicron varyantının bir alt türü ve aynı zamanda “Frankenstein” ya da “rekombinant” olarak adlandırılan bir varyanttır. Bu terim, bir kişinin aynı anda iki farklı Covid varyantıyla enfekte olması ve bu virüslerin birleşerek yeni bir hibrit varyant oluşturması anlamına geliyor.

“İZLEMEYE ALINAN VARYANT” Stratus vakalarının yükselişi, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) varyanta “izlemeye alınan varyant” statüsü vermesinden sadece bir hafta sonra geldi. Bu statü, sağlık otoritelerine varyantın farklı ülkelerdeki yayılımını takip etme çağrısı yapıldığını ve bunun halk sağlığı açısından potansiyel etkiler taşıdığını gösteriyor.

KÜRESEL COVID VAKALARI İÇİNDE YÜKSELİŞTE DSÖ, Stratus’un genel riskini “düşük” olarak değerlendirirken, mevcut verilerin bu varyantın diğerlerine kıyasla önemli ölçüde büyüme avantajına sahip olduğunu ortaya koydu. Stratus, şu anda küresel Covid vakalarının yüzde 22’sini oluşturuyor. Bu arada, yeni enfeksiyon dalgası yaratabileceği düşünülen Nimbus adlı bir diğer yeni Covid varyantı da son haftalarda hızla yükselişe geçti. Nimbus’un vaka oranı Nisan ayında sadece yüzde 2 iken, Haziran’da bu oran yüzde 17’ye yükseldi.

Continue Reading

sağlık

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ile grip nasıl ayırt edilir? Uzmanı açıkladı

Published

on

Bir yanda kenelerin neden olduğu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı, bir yanda mevsimsel grip ve alerji vakaları. Benzer semptomlar hastalarda paniğe neden olabiliyor. Peki bu hastalıklar birbirinden nasıl ayırt edilir? Kimlerin hastaneye başvurması gerekiyor? Uzmanına sorduk. Haber: Öykü Tüccar

Grip, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ve alerji vakaları son dönemde artıyor. Alerji yüksek ateşe neden olmadığı için ayırmak kolay ancak diğer iki hastalık viral enfeksiyona neden oldukları için semptomları da benzer. Konuya ilişkin NTV’ye konuşan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Sıla Akhan, “Çok virüsün ortak bir başlangıcı vardır. Ateş ve halsizlik diyebileceğimiz kas ağrıları diyebileceğimiz bir semptomlar vardır. Kırım Kongo bir viral enfeksiyon. Sars covid influenze da RSV vinovirüs gibi dolaşan mevsimsel dolaşan virüsler de var.” dedi. HANGİ HASTALIĞA YAKALANDIKLARINI NASIL ANLARLAR? Akhan, “Gripte mutlaka öksürük hapşırık olur. Kırım Kongo ise daha çok kan elemanları düşürerek kanamaya meyilli.” diye konuştu. “ENFEKSİYON SÖZ KONUSUDUR” “Kendilerini mutlaka bir kene var mı diye bir kere kontrol etsinler.” diyen Akhan, şunları söyledi: “Ateş varsa bir kişide ateşin mutlaka tetkik edilmesi lazım.

Bir doktora gidilmesi lazım. Kendi kendine çok aslında geçmesini beklememesindefayda var.

Bir ateş varsa orada bir enfeksiyon söz konusudur.”

Continue Reading

Trending

Copyright © 2025 AJABA